|
15 Ocak 2008 Salı
Yeniçağ Gazetesi
|
ÖNCE ATATÜRK’ÜN BANKASI GİTMEDİ Mİ? |
Merkez Bankaları devletlerin sembollerinden biridir ve başkentlerinde bulunur. Türkiye Cumhuriyeti için de öyledir.
Ancak, Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki AKP Hükümeti, Merkez Bankası’nı İstanbul’a taşıma kararı aldı ve “60. Hükümetin acil eylem planı” olarak bunu resmen açıkladı. Şimdi, konuyla ilgili yasanın çıkarılması bekleniyor.
Pek çok kişi ve kuruluş, Cumhuriyet ilkelerinin çiğnenmesi ve Atatürk’ün izinin yok edilmesi amaçlandığı gerekçesiyle buna karşı çıkıyor.
Ben de..
ATATÜRK’ÜN BANKASI GİDERKEN NİÇİN SUSULDU?..
Ancak, bu haklı direnişte tutarlı olmak şart. Yoksa, sözünüzün hiçbir anlamı olmaz ve halk da sizi ciddiye almaz.
AKP’nin bu uygulamasına “karşı çıkıyormuş gibi görünenler” arasında ana muhalefet partisi CHP’nin Genel Başkanı Deniz Baykal da var. Ne diyor Baykal?.. “Cumhuriyet’in başkentine kompleksleri var” diyor..
Çok güzel.
Şimdi bu konuda hemfikir miyiz?.. Evet.
Peki, samimi miyiz?.. Hayır. (Ben samimiyim de onları soruyorum.)
Deniz Baykal, pek çok konuda olduğu gibi, burada da samimi değil.
Neden mi?..
İşte nedeni: Cumhuriyetimizin başkenti Ankara’dan önce Atatürk’ün bankası olan İş Bankası gitmedi mi?..
CHP o zaman niçin sustu?.. Niçin ortalığı ayağa kaldırmadı?
Şimdi siz bana sorun: Niçin CHP’yi öne atıyorsun, sadece o mu sesini çıkarmalıydı?..
Cevap veriyorum: Evet, önce CHP sesini çıkarmalıydı. Çünkü, İş Bankası’nı yüce Atatürk kurdu. Ankara’da kurdu. Bunun hem ekonomik hem de sembolik önemi vardı.
Bugün, Baykal “Ben Atatürk’ün partisini yönetiyorum. CHP Atatürk’ün partisi” demiyor mu?.. Diyor.
Atatürk’ün koltuğunda –sembolik- olarak o oturmuyor mu?.. Oturuyor.
Bugün İş Bankası yönetiminde CHP var mı?.. Var..
Peki, İş Bankası Cumhuriyetimizin başkentinden İstanbul’a taşınırken CHP sesini çıkardı mı?.. Çıkarmadı.
Acaba niçin?..
İLK SARI ÖKÜZ’LERİ HATIRLIYOR MUYUZ?..
Efendim, “AKP’nin Merkez Bankası’nı İstanbul’a taşıma niyetinin arkasında Yeni Osmanlıcılık ve Atatürk ilkelerini hiçe sayma” varmış!...
Evet, bana göre de var.
Ancak, Atatürk’ün kurduğu İş Bankası taşınırken niçin hiç tavır koyulmadı?.. Şimdi ne diyecekler, söyleyeyim. “O özel bir banka, diğeri devletin sembolü.”
Peki, Cumhuriyetin sembolü olma açısından ikisi arasında bir fark var mı?.. Bence yok.
İşte, biz o ilk “sarı öküzleri” verdiğimiz zaman kaybetmiştik!.. (Merak edenler arşivden ve kitaplarımdan “sarı öküzü” bulabilirler.)
2B SORUNU: BAYKAL VE BAHÇELİ..
Bugün Türkiye’de AKP sorunundan çok, muhalefet yetersizliği sorunu var. Buna “2B Sorunu” da diyebiliriz: Baykal ve Bahçeli Sorunu!..
Hem CHP’nin ve hem de MHP’nin tabanı ile birçok yöneticisinde hiçbir sorun yok. Bunlar samimi ve içten. Tıpkı bizim gibi, bu iki partinin genel başkanına “güvenmek” istiyorlar. Çünkü ortak hedef, AKP politikalarından kurtulmak ve Mustafa Kemal’in çizgisine gelmek. Ama, “samimi” olarak..
Oysa, bu “2B” de samimiyet yok. Birinci “B”, Baykal, zamanında anayasa değişikliğine evet diyerek “Muhtar bile olamaz” denen Erdoğan’ı başbakan yaptı. İkinci “B”, Bahçeli ise, “Hesap sormazsam namerdim” diyerek oy topladı ama, hesap soracağım dediği AKP’li Gül’ü Cumhurbaşkanı yaptı.. Ne samimiyet değil mi?..
Cumhuriyet mitinglerinde “Çankaya’da türban istemiyoruz” diye AKP’ye tepki gösterilirken, 22 Temmuz seçiminden önceki Pazar günü Posta Gazetesi’nin manşetinde Baykal’ın hangi demeci çıkmıştı:
“Eşi türbanlı kişi Çankaya’ya çıkabilir!..”
Yüzbinler, “Ne ABD ne AB” diye bağırırken, CHP ne diyor?
“AKP değil, ben AB’ye sokabilirim!..” Ve, “Gençlerdeki ABD karşıtlığını yok etmek gerekir” benzeri bir söz..
Peki öyleyse, yüzbinlerce kişiyi niçin kandırdın sayın Baykal?..
Sonuç olarak, AKP, AKP’liğini yapacak ve yapıyor..
Asıl sorun muhalefetin muhalefet görevini yapmaması ve deyim yerindeyse “milletin gazını alarak” tepkilerini yok etmesidir.
Çok yazık..
AKP’yi yaşatan işte bu muhalefettir.
Biz bu muhalefetten kurtulduğumuz an, AKP’den kurtulduk demektir.
BUGÜN ADANA KİTAP FUARINDAYIM:
Sevgili okuyucularım. Bugün(Salı) ve yarın Adana’da ilk kez açılan TÜYAP Kitap Fuarı’nda olacağım. Özellikle “İşgal ve Direniş” ile son çıkan “1919’un Şifresi” kitaplarımı imzalayıp, sizlerle sohbet için. |
|
|
| Puan
Durum |
: |
 |
|
|
|
Düşünce / Yorum
(4 Mesaj
Gönderilmiş) |
|
| -
Yağız Anlı - 20.01.2008 01:56:57
|
Ülkenin başkentinde bulunması gereken, ekonomik bağımsızlığın simgesi olan Merkez Bankasının İstanbula taşnmasını son derece anlamsız bir hareket olarak buluyorum. Özellikle acil eylem planı içerisinde... Bu acelecilik neden var mı açıklayabilecek bir yöneticmiz?..
|
|
| -
Halim Gerener - 18.01.2008 01:10:34
|
Toplumun her kesiminde,her kurumunda insanlar tepkisiz,duyarsız. Kurumların başlarındaki kişiler değiştiriliyor çalışanlar tepkisiz, okulların müdürleri değiştiriliyor öğretmenler tepkisiz.Daha sonra bu değiştirilenler sırada bekleyenlerle değiştiriliyor gene tepki yok,yeni gelenlere yaranma çabası var.İnsanların sosyal hakları ellenrinden alınıyor.Tedavi olamayacaksın hastalanırsan,çocuğunu okutamayacaksın deniliyor tepki yok.Tedavi olamadığı için ölen kaç kişi var istatistiği tutuluyor mu bilmiyorum ama yakınlarından tepki yok.Emekli maaşlarınızı düşüreceğiz deniliyortepki gösterecek olanlar başlarını sımsıkı sarıp baş örtüsünün serbest kalacağını coşkuyla kutluyorlar.İlk okulda Padişah Abdülhamitin,Abdülmecitin, Vahdettinin buyuk boy portrelerinin yanına sırayla Atatürkün,İsmet İnönünün büyük boy portreleri asılıyor çocuğunu getiren kimseden tepki yok.Daha doğrusu etkileyici,ikna edici tepki yok.En sık verilen tepki söz konusu edilen olumsuz durumu uzun uzadıya anlatıp sonunu inşallah bunlar gerçekleşmez,dileriz iş bu safhaya varmaz,umarız daha kötüsü olmaz, vb. cümlelerle bitirmektir.
Muhalefet partilerini meydana getiren insanlar da yurt dışından ithal edilmedi,onlar da bu toplumun içinden çıktı.İktidardakiler de muhalefete geçse iktidardakilerden daha iktidarcı olacaklardır.
Kendi köşelerimizde birbirimizle mesajlaşmanın,birbirimize iltifat etmenin yanında bu duyarsız kişilere ulaşıp aramıza katmamız lazım.Başlarını sımsıkı sarıp alkış tutanlara çocuklarının geleceğinin baltalanmasını alkışladıklarını anlayacakları şekilde anlatmamız lazım.Yabancıların madenlerimizi işletmek için gelmelerine karşı çıktığımızda nedenini duyarsız kitlelere duyacakları şekilde duyurmamız lazım.Bu yabancılar bu madenleri çıkarmaya neden geliyorlar?Onları neden çağırıyoruz? Maden çıkarmak tehlikeli,zehirli,sağlığa zararlı bir iş ve biz kendi insanımızı korumak için mi onlara yaptırıyoruz bu işi?Bunlar sadece madenleri çıkaran işçiler mi?Çıkarılan madenleri kim satıyor?Kaça satıyor?Devlet olarak bizim çıkarımız ne?Madendeki rezervi kim nasıl hesaplıyor?Yüzde kaç yanılma oluyor bu hesaplamada?Bunları çocuğa anlatır gibi anlatmamız lazım.Her mahalleye kurulan üniversitelerden yüksek mühendis olarak mezun olup Lübnanı Irakın başkenti bilen insanlara bunları anlatmak,duyurmak kolay olmayacaktır.
Bunları yapamadığımız,bu insanları aramıza katacak yöntemler geliştiremediğimiz,onları tetikleyecek hitap şekillerini,iletişim yollarını bulamadığımız sürece,birbirimizle mesajlaşmaya devam ettiğimiz sürece Merkez Bankası da taşınır .....
|
|
 Tüm
Mesajları Göster
Düşünce / Yorum Yaz |
|
|
Yazdir
