“Bu Türkiye’nin ‘Temiz Eller’ operasyonudur.” * “Çıkan paniği ve bu telaşı anlamıyoruz.” * “Evet, kimlerin bu ülkede korku imparatorluğu kurmaya çalıştığını bize şu son aylar gayet iyi gösterdi.” * “Biz ülkemizi tertemiz görmek istiyoruz. Doğrusu ana muhalefet partisinin telaşını anlamakta gerçekten güçlük çekiyoruz.” * “Bazı medya kuruluşlarının panik hallerini anlamakta gerçekten güçlük çekiyoruz. Kirli ilişkilerin açığa çıkarılmasından, karanlık olayların aydınlatılması girişimlerinden mi korkuyorsunuz? Nedir bu telaşınız, öfkeniz, saldırganlığınız, pervasızlığınız neden?“ * “Ucu kime dayanırsa dayansın, sonuna kadar gidilecek.” * Yukarıdaki sözler Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ait. Ne zaman söylemiş? Atatürkçü aydınlara, gazetecilere, bilim insanlarına ve askerlere operasyonlar yapılırken… Dahası da var. Dün açıklama yapan Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç da “Türkiye bağırsaklarını temizliyor” demişti. Oysa dün, yolsuzluk ve rüşvet operasyonları hükümete, 4 bakana ve 3 bakanın çocuğuna dayanınca “masumiyet” karinesinden, yargının “gizliliğinden”, “siyasi hesaplaşmalardan” söz etti! * Hükümet sözcüsü Arınç’ın dün yaptığı açıklama, kafasının ne kadar karışık olduğunu gösterdi. Bir yandan; rüşvet ve yolsuzlukla suçlanan, hatta rüşvet alırken görüntüsü olduğu iddia edilen bakanlarına sahip çıkmadı, “cezasını çekerler” dedi. Öte yandan; “Suçlu ilan etmemek gerekir. Bakanların istifa edip etmeyeceğini ya da Başbakanın kararını yakında öğrenirsiniz” dedi. Bir de, yargı ve polise müdahale etmeyecekleri ifadeleri sözde kaldı. Çünkü, hükümet Sözcüsü bu açıklamaları yaparken, büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu yürüten İstanbul Emniyet Müdürlüğü mali, terör, organize, kaçakçılık ve asayiş şube müdürleri görevden alınmıştı bile!.. * Ya Başbakan Erdoğan’ın iki gün önceki açıklamasına ne demeli? “Hiçbir güce boyun eğmeyeceğiz!” Ne demek bu? Yani, suçluluğu kabul mü? İnsan, böyle bir durumda “Bakanlarıma kefilim. Hiçbir suçu yoktur” demez mi? Veya, “Suçlularsa, gereğini yaparım” demez mi? Ne demek “Hiçbir güce boyun eğmeyeceğiz!” Bakalım, AKP iktidarı ve Erdoğan, böylesine büyük bir yolsuzluk ve rüşvet olayından nasıl bir “mağduriyet” çıkaracak? * Geçen yazımda, hükümeti destekleyen Yeni Şafak Gazetesi’nin yazarı Yusuf Kaplan’ın hükümeti eleştirisi çok ilginçti. Onlar da mı Erdoğan’ı terk etmişti: “Erdoğan’ın neo-liberalizmiyle ivme kazanan niceliksel sıçramanın kaçınılmaz ürünü seküler, neopagan, hız, haz ve ayartının peşinde koşturan sarsak ve savruk kuşaklar da, Erdoğan’ın ve bu Müslüman toplumun sonunu getirebilir!” * Son olarak sorayım. Bu operasyonun adı nedir? Atatürkçülere yapılan her operasyonun bir adı vardı. Birine “Ergenekon” denerek, Türklük aşağılanmıştı. Şimdi, gözaltına alınan Halkbank Genel Müdürünün evinde ayakkabı kutularının içinden 4,5 milyon dolar çıkmış. Operasyonun adı “Pandora’nın Kutusu Operasyonu” olsun. ***
GÜNÜN TEŞEKKÜRÜ: Frankfurt ADD Başkanı Mahmut Telli ve Almanya’daki tüm Atatürkçü dostlarımıza teşekkür ediyorum. Çok güzel bir konferans oldu. – Hulki CEVİZOĞLU (Yurt Gazetesi, 19.12.2013, Perşembe)
http://www.yurtgazetesi.com.tr/kazilar-ne-zaman-basliyor-makale,6694.html
|