26 Ekim 2013 Cumartesi Ceviz Kabuğu
|
KAZIMAK, KAZIMAMAK.. |
Dün odatv’de beni de geçmişe götüren bir programımdan alıntılar yayınlandı. (http://www.odatv.com/n.php?n=elinize-guc-gecince-onu-kullanacaksiniz-2510131200)
Televizyonculuğa başladığım ilk yıldaki 11. Ceviz Kabuğu programı. Tarih: 21 Kasım 1994. Televizyon: HBB. Stüdyo konuğu: Aziz Nesin, telefonla arayan İstanbul Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan. Odatv, haberi bugünkü anayasa çalışmalarına bağlayarak 19 yıl öncesinden “uyarı” haberi veriyor. Daha sonra kitaplaştırdığım o tarihi söyleşi, bence bugün de bir yazı dizisi olmalı ya da televizyonda yayınlanmalı. İnternet sitesindeki çok kısa haber yanlış algılanmasın diye bir bölümünü –kitabımdan- buraya almak istiyorum.
* Recep Tayyip Erdoğan — …. Aziz Nesin Bey kendisinin aydın olduğunu söylüyor. Tabii aydınlığın tarifini de karanlığın tarifini de anlamak mümkün değil. Bu nasıl aydınlık ki, “Ben şeriatçıyım” diyen bir insana kalkıp bundan rahatsız olduğunu ifade ediyor? Bu Türkiye’de yüzde 98’i Müslüman’ım derler. Bilmiyorum Aziz Nesin Bey buna katılır mı katılmaz mı? Ve Aziz Nesin “Ben dinsizim” demekle maruf birisidir. Az önce de nitekim Allah’a inanmadığını falan da söylemiştir. Biz Aziz Nesin’in Allah’a inanmadığından rahatsız değiliz. “Ben dinsizim” demesinden de rahatsız değiliz, olur veya olmaz, o da bizi o kadar ilgilendirmez. …. Şimdi burada şeriatı bu şekilde açıklıyor ve İslâm Dini’nin şeriat olduğunu söylüyor. Müslüman kimdir, İslâm dinine inanan insan demektir. “Elhamdülillah ben Müslüman’ım” dediğime göre, bu tarife göre, “Elhamdülillah ben şeriatçıyım” deme hakkına da sahibim. Buradaki tariften ancak bu ifade ortaya çıkar. Şimdi Sayın Nesin “Ben dinsizim” deme hürriyetine, hakkına sahip oluyor da; “Ben Müslüman’ım, ben şeriatçıyım” deme hakkına ben niye sahip olamıyorum? Bu mudur fikir ve düşünce özgürlüğü, bu mudur aydınlık anlayışları? … AZİZ NESİN: “ELİNİZE GÜÇ GEÇSE.. KAZIYACAKSINIZ!”
Aziz Nesin — … Evet, çünkü Anayasa’ya aykırıdır da onun için. Şeriatçılık anayasaya aykırıdır. TC Anayasası’nın 2. maddesi TC devletinin laik olduğunu yazar. Ya o Anayasa’yı değiştirirsiniz ki, yakında galiba değiştirilecek şeriat girecek onun yerine, öyle görülüyor. Ya da Anayasa’ya uyarsınız. Hem şeriatçı hem laik olunamaz. Ve bu mümkün değildir. Ben Müslümanların şeriatçı olmalarını söylemelerinden yanayım, ama Anayasa’ya aykırı davranmalarından yana değilim. Siz bana dayanamazsınız, dayanamadığınızı kanıtladınız. Belediye Başkanı olduğunuz gün İstanbul’a, “İstanbul’dan Aziz Nesin’in adını kazıyacağım” dediniz. Siz benim varlığıma dayanmıyorsunuz, zaten benim adım yok ki İstanbul’da. Neyi kazıyacaksınız, neyi kazıyacaksınız, hangi adımı? Bunu söylediniz ve bunu yalanlamadınız. Siz beni nasıl kazıyacaksınız? Şeriatçısınız, daha benim gibi ne kadar aydını kazıyacaksınız? Elinize bir güç geçse, güç geçince onu kullanacaksınız. Recep Tayyip Erdoğan — Bakınız, ben bu ifadelerinize gülüyorum. Benim Aziz Nesin’in ismini kazımak diye bir derdim yok ve ben İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak da, kendi Meclisime yeni bir teamül getirmişimdir. Bunu da kendi düşüncenizdeki insanlardan sorup öğrenebilirsiniz. Aziz Nesin — Beyefendi, bunu söylediniz, bunu bütün gazeteler yazdı. Recep Tayyip Erdoğan — Hayır ben böyle bir şey söylemedim. Aziz Nesin — Ve siz yalanlamadınız, yalanlayın, şimdi yalanlayın. “Ben Aziz Nesin’in adını İstanbul’dan kazıyacağım demedim” deyin. Hulki Cevizoğlu — Sayın Erdoğan bu sözü dediniz mi, demediniz mi?
ERDOĞAN: “İSMİNİZİ KAZISAM NE OLUR, KAZIMASAM NE OLUR?”
Recep Tayyip Erdoğan — Demediğimi söylüyorum. Belediyeye ben yeni bir teamül getirdim. Ve bu teamül de şudur: İstanbul’un caddelerine, sokaklarına, parklarına verilmiş isimleri değiştirme teklifiyle gelmeyiniz, teamüldür. … Ben böyle bir şey söylemedim. Medya benim hakkımda bu konularda çok şeyler söylüyor. Ben “Tiyatroyu kapatacağım” demediğim halde, medya tiyatroyu kapatacağımı yazdı. Artık ben medyanın her yazdığına cevap vermeye kalksam, Belediye Başkanlığı’nı bırakmam lazım. Ancak onlara cevap yetiştirmek için oturmam gerekir. Ben bu tür böyle basit konularla uğraşmıyorum. Ben sizin isminizi kazısam ne olur, kazımasam ne olur? Aslolan sizin fikriniz, ortada ne kadar kalır, ne kadar süre devam eder, o ayrı meseledir ve ben buna da saygı duyacağımı açıkladım. Kaldı ki, bizim anlayışımızda, ilkemizde şu var. Ben Aziz Nesin’in düşüncelerini kabul etmiyorum. Ancak Aziz Nesin’e insan olarak saygı duyuyorum. Benim inancıma göre sizi yaradan Rabbim’dir. Beni de yaratmıştır. Ve biz “Yaradılanı severiz, yaradandan ötürü” anlayışı bizim ilkemizdir. Bunu bir tarafa koyuyorum. Ancak ben Müslüman’ım. Bakın devlet şeriatçı olur, olmaz o ayrı mesele. Anayasada belirtilen budur. Ama şahsın şeriatçı olmasına bir şey diyemezsin. Ben Müslüman’ım. Ben Müslüman’ım diyen bir insan, ben şeriatçıyım demeye mecburdur. Bu tarife göre, bilim bunu böyle emrediyor. Bilimin istediği budur, ama devletin laik olması ayrı olaydır. Onla onu birbirine karıştırmayalım. Ben şahsımı, şahsımı söylüyorum. “Ben Müslüman’ım” dediğime göre, bir Müslüman’ım diyen şeriatçıdır. Bilim bunu böyle emrediyor. …
AZİZ NESİN: “MÜSLÜMAN MEZARLIĞINA GÖMÜLEN HERKES MÜSLÜMAN MI?”
Aziz Nesin — O zamanki devletle bugünkü devlet başka. Devlet gidiyor borç alıyor, niçin alıyor bu borcu, bu insanlar için alıyor. Bu insanlar da ödeyecek bunu başka çaresi yok. Devlet dediğiniz somut bir varlık yok. İmam Hatipten çıkanlar gidiyor, ben belediye başkanından yanayım, hatta dedim ki, Harp Okulu’na niye girmiyorlar. Harp Okulu’na da girsinler çok istiyorum. Hangi nedenle almıyorlar oraya? Kemalist ordu diye almıyorlar. Ama her sene de üçyüz, beşyüz, bazen bin tane subayı, astsubayı ordudan çıkarıyorlar. Bu yüzden çıkarıyorlar. Ben ondan yana değilim. Ama varsın bu şeriatçılık varsın, bir uç noktaya gitsin. … Gazeteleri açarsanız, bir sürü insan devlete hakaret etti. Bu konuda hikâyeler yazmışımdır. Hepsi bunların devlettir. Onun için devlet şeriatçı olmaz, kim devlet ki, şeriatçı olsun? İnsanların toplumun, bu sık sık söyleniyor, yüzde 98’i Müslüman. İstatistik mi yapıldı, bir. İkincisi istatistikte insanlar doğru mu söylüyorlar? Bugün Müslüman olmayan bir sürü insan var, söyleyebiliyor mu? Doğduğu zaman konuşmasını, görmesini bilmediği zaman İslâm diye yazılmış olan bir çocuk, büyüdüğü zaman o baskıdan kurtulup da söyleyebilir mi, Müslüman olmadığını. Bugün insanlar, Müslüman mezarlığına gömülen insanlar hepsi Müslüman mı? Ne kadarı tören istemiyor, bunu açık açık söyleyebilirler mi? Onun için bu yüzde 98 olayı başka. Şeriat olunca, ne olur? Şeriat olunca Taksim Alanı’na cami yapılır. Ne olur cami yapılırsa? Halk istiyor, işte böyle halk istetilir, bu eğitimle istetilir, bu kültürle, İmam Hatiplilerle, bu eğitimle, bu kültürle bunu isterler tabii. İsteye isteye, isteyenler çoğalır, bunun adı demokrasi olur, oysa demokrasi bu değil. (Yurt Gazetesi, 26.10.2013, Cumartesi)
http://www.yurtgazetesi.com.tr/kazimak---kazimamak-makale,6168.html
|
|
Puan
Durum |
: |
|
|
|
|
|
|