22 Ağustos 2010 Pazar Yeniçağ Gazetesi
|
ANLAŞILDI MI? |
12 Eylül’de yapılacak çok önemli referanduma 22 gün kaldı. İktidar ve muhalefet yani evetçilerle hayırcılar var güçleriyle çalışıyorlar. Kanaat önderleri, aydınlar, gazeteciler ve konuyla ilgilenen herkes de 26 maddelik referandumun ne anlama geldiğini anlatmaya devam ediyor. Bendeniz de, Beyaz TV’de 13 haftadır süren Düşünce Fırtınası adlı programda Şamil Tayyar’a karşı neden “hayır” denmesi gerektiğini anlattım. Şimdi program (sözleşmem) sona erdi. Bu yoğun yaz sıcaklarında Ankara’dan uzak kalmama karşın, yaklaşık 3 ay boyunca her hafta ekranda bilgiler sundum, sloganları aşarak halkı bilgilendirmeye çalıştım. Acaba anlaşıldı mı? Hem benim açıklamalarım, hem de diğer arkadaşlarınki?.. Daha önce de aşağıdaki alıntıya yer vermiştim. Anonim bir söz var: Gösterdim! Gördü anlamına gelmez... Söyledim! Duydu anlamına gelmez... Duydu! Doğru anladı anlamına gelmez... Anladı! Hak verdi anlamına gelmez... Hak verdi! İnandı anlamına gelmez... İnandı! Uyguladı anlamına gelmez... Uyguladı! Sürdürecek anlamına gelmez... Türk milleti için bunun yanıtı 13 Eylül’de belli olacak. *** Televizyon programları: Değerli malı olan bağırır mı?
Hadi miting meydanları neyse de, televizyon ekranlarındaki bağırtıları onaylıyor musunuz? Gerekli olmadıkça karşısındakinin sözünü kesmek, beyin ve düşünce yerine bedeni öne çıkarmak bir düşünce ve inancı anlatmak için haklı bir davranış mı sizce? Eğitim ve bilgiden uzak kimi çevreler için bu tür yaklaşımlar puan toplasa da, belli kültür düzeyindeki milyonlarca insan bu tavırları onaylamıyor. Bakınız, yine anonim bir sözü hatırlatmak istiyorum: Siz hiç sarrafın bağırdığını duydunuz mu? Kıymetli malı olanlar bağırmaz. Domatesçi, zerzevatçı bağırır ama kuyumcu bağırmaz. Eskici bağırır ama antikacı bağırmaz. Düşünen bağırmaz. İnsan bağırırken düşünemez. Düşünemeyenler ise hep kavga içindedir!!!!!!!!! *** Mal beyanı!..
Yine bu referandum propagandaları içinde Başbakan Erdoğan ve Anamuhalefet lideri Kılıçdaroğlu’nun mal varlığı da gündeme geldi ve yakışıksız biçimde tartışıldı. Bu vesileyle, ünlü şairlerimizden Can Yücel’in kendi açıkladığı “mal beyanı” nı veriyorum: 1. Avşa adasında üç daire, dört üçgen, beş dikdörtgen 2. Gökyüzünde bi bulut 3. Bitlis’te beş minare 4. Biri yazlık, biri kışlık iki platonik sevgili 5. Bir fabrikanın öğle üzeri yaslanıp sigara içilen beyaz duvarı 6. Islıkla da çalınabilen dört anonim türkü 7. Palandökende bir palan, iki döken 8. Kastamonu’da üç kasto 9. Üç fay hattı 10. Bir çarşamba, iki perşembe, üç cuma 11. Dünyada mekan 12. Ahirette iman 13. Denizde kum 14. Biri İngilizce 6 adet küfür 15. Sevenlerin kalbinde kurulmuş bir taht 16. Bi sürü saç sakal, kil, tüy, yün 17. Üç ayrı parkta üç ayrı belediyeye ait üç ayrı banka reklamlı bank 18. Bi ayakkabı çekeceği 19. Bir adet ağaç gölgesi 20. Üç kuş kanadı sesi 21. Bi sürü kedi köpek 22. Bi Marmara denizi 23. Camına yaslanıp seyredilen iki piliç çevirmeci 24. Çalıp çalıp kaçılan beş melodili apartman zili 25. Anne babadan kalma yarısı yaşanmış bi ömür İyi pazarlar.
|
|
Puan
Durum |
: |
|
|
|
|
Düşünce / Yorum
(1 Mesaj
Gönderilmiş) |
|
-
İlknur Aksu - 22.08.2010 13:33:10
|
Sn.Hulki Cevizoğlu, Kanunmuş misali,hemen her programda birileri , birilerinin avukatlığına soyunmuş halde savunmalar havada uçuyor.İşte o an çıkan gürültüde de biz ne olduğunu anlayamıyor ,fikir yerine kişileri tartışır durumları dinliyoruz ve ağızlardan çıkacak bir tek kelimeyi bekleyip bekli bir şey öğrenebiliriz umuduyla bekleyip,duruyoruz. SİZ HARİÇ. ( Şahsi olarak ,anayasa maddelerinde yazılan cümlelerde anlamadığım çok noktaları sayenizde anlaşılır şekilde öğrendim. ) Bizlerin görmediği bilmediği gelişmeleri ,düşünemediğimiz göremediğimiz bir ayrıntıya bakış açınız bize çok şey kazandırıyor.Kimsenin avukatı olmadan , bize onu gösteriyorsunuz.Hem de en anlaşılacak cümle kalıpları ve tanımlarla. Ancak sesiniz ne kadar ,nereye kadar gidiyor ,şu ortamda bilmek çok zor. Duyup da ,bazı mecburiyetler () karşısında duymazdan gelenleri de görüyoruz.SES inizi ulaştırmama çabaları içinde olanları ve ulaştırmayanları da... Gerçeği bilmeyenler de hayat normal akışında gidiyor sanmakta veya öyle algılatma çabalarının içinde olanlara , o meyvelerini veriyorlar maalesef.. Bağırmadığınız için ,bağıranların arkasında kaldığınızı düşünüyorum.Ama altın altındır,değerinden bir şey kaybetmez.Elbet ele geçip değerlendirilecektir. |
|
Düşünce / Yorum Yaz |
|
|