27 Mayıs 2008 Salı Yeniçağ Gazetesi
|
ELLER AYA, BİZLER YAYA!.. |
Başlıktaki söz çok klasik ve de belki bayağı bulunabilir. Ancak, dün gece yarısından sonra insanoğlu Mars’a bir uzay aracı indirdi. Yani, eller Ay’a değil artık Mars’a gitmeyi başardı. Peki bizler neyle uğraşıyoruz ve niçin bu tür başarılardan uzağız?..
ANKA KUŞU
Anka Kuşu (Phoenix) adlı Amerikan uzay aracı 32 yıl sonra (1976’dan bu yana) ilk kez motorlu iniş gerçekleştirdi. Yani, bir helikopter ya da uçak gibi kontrollü biçimde Mars denen “kızıl gezegene” iniş yaptı. Diyeceksiniz ki, bunca siyasal sorun arasında bununun üzerinde bu kadar durmaya değer mi?.. Evet, değer. Çünkü, bizler, bırakın Ay’a ya da Mars’a gitmeyi, bunu hayal dahi etmiyoruz!.. Çünkü gündemimizde böyle konular yok. Dünkü gündemimizi hemen hatırlatayım da, gelecek kuşaklara ders olsun. 26 Mayıs 2008 tarihinde ABD Mars’a uzay aracı indirirken, Türkiye’deki hükümet ve başbakan kendi kurumları ile kavga içinde. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan diyor ki, “Yargıtay bildirisine cevap vermemek, 16,5 milyon seçmenime ihanet olurdu!..” Yani, bu tarihi gelişmelerin yaşandığı tarihte, ülkemizin başbakanı kendi kurumları ile sürekli kavga ediyordu!..
UÇAKLARDA HAREMLİK-SELAMLIK!..
Bizler bırakın uzaya gitmeyi (düşünmeyi), uçağa binmeyi bile “haremlik-selamlık” yapmaya çalışıyorduk. Aynı gün bir başka haber de şöyleydi: “İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan kalkan KLM’ye ait uçaktaki türbanlı bir Türk kadın, İslam dinine göre bir erkekle yan yana oturmasının günah olduğu gerekçesiyle yanındaki yolcunun kaldırılmasını istedi. Bu talep üzerine kadın yolcunun yanında oturan Hollanda iktidar partisi CDA’nın Amsterdam Belediye Meclisi üyesi Lex van Drooge koltuğundan kaldırıldı. Van Drooge, Hollanda’ya iner inmez durumdan şikayetçi oldu.” Yine bugünlerin tarihinde, Türkiye’de vatanı savunanların siyasi ve ekonomik olarak yok edildiğini, seslerinin medyada kısıldığını görüyoruz. Niçin, eller uzayda iken bizler böyle ilkel çırpınmalar ve çatışmalar içindeyiz ki?.. Ülkede yolsuzluklara giden para, niçin uzay araştırmalarına gitmez ki?.. Vs, vs..
TÜRKİYE KÜLLERİNDEN DOĞACAK MI?..
Biliyorsunuz, Anka Kuşu’nun özelliği “küllerinden yeniden doğması”dır. Ben de, Türkiye’nin Anka (Zümrüdüanka) Kuşu gibi bir gün “küllerinden yeniden doğacağına” hâlâ inanıyorum.
Not: Bu arada, şu anda yayında olmayan Ceviz Kabuğu programımız bir ödül daha kazandı.. Ankara’daki Arı Okulları, öğrencileri arasında düzenlediği büyük anket sonucunda Ceviz Kabuğu’nu “En Çok İzlenen Tartışma Programı” seçti. Okul yönetimi ve özellikle sevgili öğrencilere çok teşekkür ediyorum. |
|
Puan
Durum |
: |
|
|
|
|
Düşünce / Yorum
(3 Mesaj
Gönderilmiş) |
|
-
Esra Demiral - 02.06.2008 19:37:29
|
eller ayada gider hatta orda yurt edinir bizler dünyada yaya gezeriz.hazır otobüslere zamda gelmişken biz daha çok yaya gideriz Sn.Cevizoğlu. Hem gururlanıyorum hem üzülüyorum bu duruma. Böyle projeler görmeyi hep hayal etmişimdir.Güzel ülkeme nasılda yakışır. Keşke şöyle kocaman bir bilim adası inşa etsek dünyadaki bütün bilimadamlarımızı oraya alsakta daha güzel işler başarsak.SAYGILAR. |
|
-
Büşra Aytaç - 28.05.2008 12:40:03
|
ağlamak istiyorum.... |
|
Tüm
Mesajları Göster
Düşünce / Yorum Yaz |
|
|