1 Nisan 2014 Salı Ceviz Kabuğu
|
SAVAŞ BİTTİ ÖLÜLERİMİZİ TOPLAYALIM |
Bu sözün kaynağını tam bilmiyorum ama büyük olasılıkla Kızılderililere ait.
Meydan savaşında, ya savaşın sonunda ya da günün sonunda karşılıklı olarak iki tarafın şehit düşen askerlerini defnetmek için birbirine izin vermesi halini anlatır.
Çanakkale Savaşı’nda da Türklerle Anzaklar aynı şeyi yapmıştır… Yerel seçimler dün yapıldı, siz bu değerlendirmeleri yarın (bugün, 1 Nisan) okuyacaksınız…
Şimdi artık ölüleri toplama zamanı. Yani, siyasi hasar tespiti yapma zamanı.
*
Yerel seçimlerden iktidar partisi AKP galip çıktı. Galibiyeti, yüksek oy almasında değil; bunca rüşvet, yolsuzluk, adaletsizlik ortamında 1 (bir) oy bile almasının başarı sayılmasındadır.
AKP Türkiye genelinde yüzde 44 civarında oy aldı. En büyük çekişme Ankara’da yaşandı. (Bu satırları yazdığım saatlerde bile sonuç netleşmemişti.) Şu anki sonuçlara göre, Ankara’da Melih Gökçek yüzde 44,8, Mansur Yavaş yüzde ise 43,9 oy almıştı. Aradaki fark yüzde 1’in altında… Rakam olarak 30 binin altında bir sayı.
4 milyon nüfuslu (3 milyon 608 bin seçmenli) başkentte yüzde 1’in altındaki bir rakamla kazanma çok tartışmalıdır.
*
KILIÇDAROĞLU BAŞARISIZ DEĞİLDİR…
Bu seçim sonrası gözler ana muhalefet partisi CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na çevrildi: “İstifa edecek mi, etmeyecek mi?”
Ben de bir hata aradım. Nerede hata yaptı da istenilen büyük zafer kazanılamadı, diye.
Ama, Allah için Kılıçdaroğlu bu seçim sürecinde iyi çalıştı. Bir iki küçük tartışma olduysa da, seçmen bunları görmedi ve tam desteğini verdi.
Önemli noktalarda başka adaylar da olsa, daha yüksek oy alınamazdı. Bence, CHP alabileceği en iyi oyu aldı.
Ha, şunu da biliyorum. Yakında kurultay kazanı kaynamaya başlayacaktır. Kılıçdaroğlu kalır mı gider mi, ayrı bir konu. Türkiye siyasetinde en olmazların olduğunu unutmayalım.
Ama ben, hem Kılıçdaroğlu’nu hem de CHP’ye oy veren tüm seçmenleri (MHP kökenliler de dâhil) kutluyorum.
*
“UHUD SAVAŞI” İLE BENZERLİKLER!
Tam 1.389 yıl önce 27 Mart’ta (625 yılı) Uhud Savaşı yapıldı. Bedir Savaşında ölen (Ebû Cehil gibi Kureyş’in önde gelenlerinin de dâhil olduğu) 70 kişinin intikamını almak isteyen Mekkeliler, Ebû Süfyân’ın komutasında 3.000 kişilik ordu ile Medine üzerine yürüdüler. Hz. Muhammed’in ordusu 1.000 kişi idi. Medine’nin 5 km. kuzeyindeki Uhud Dağına yaklaşırken 300 kişi vazgeçip ordudan ayrıldı.
Savaş, o devrin âdeti üzerine mübâreze ile (meydanda teke tek çarpışma ile) başladı. –Aynen belediye başkanlarının teke tek mücadelesi gibi!-
*
İlk aşamada Müslümanlar savaşı kazandılar. Fakat kaçan düşmanı sonuna kadar takip etmeden, savaş alanına dağılarak, ganimet toplamağa koyuldular.
Ayneyn tepesinde durumu seyreden okçular da “Burada ne bekliyoruz, savaş bitti, zafer kazanıldı, biz de gidip ganimet toplayalım” diyerek görev yerlerini terk ettiler. –Acaba, kesin sonucu almadan sandık başını terk eden CHP’li görevliler var mıydı?-
*
Uhud Savaşı, aslında tam film olacak bir savaş. Hz. Muhammed’in üst üste iki zırh giymesine rağmen taşla ve kılıç darbesiyle yaralanması; Ebû Süfyan’ın karısı Hind’in şehit olan Hz. Hamza’nın karnını yarıp, ciğerini çıkararak dişlemesi; Ebû Süfyân ile Hz. Ömer arasındaki diyalog (E. Süfyan: “Savaşta üstünlük nöbetledir, bugün biz Bedir’in öcünü aldık, üstünlük bizde”; Hz. Ömer: “Bizden ölenler Cennet’te, sizinkiler ise Cehennem’de”) gibi ayrıntılar var.
*
Hz. Ömer’le Ebû Süfyân arasındaki konuşmadan sonra, müşrikler Uhud’dan ayrıldılar. Kureyşliler imha amacıyla bu savaşı başlatmıştı. Ama tek bir esir bile alamadan, geri döndüler. –Bu seçimde de rakibini imha etmek amacı açıkça görülmedi mi?-
Son bir ayrıntı: Müşrikler Uhud’dan ayrıldıktan sonra Hz. Muhammed şehitleri yıkanmadan, ikişer üçer defnettirdi. Cenâze namazlarını ise, 8 yıl sonra kıldı!
*
Şimdi bizler de, her şey yapılmasına karşın bu seçim savaşında istenilen sonucun alınamamasının analizini iyi yapmalı, bu sırrın peşine düşmeliyiz.
*
GÜNÜN SÖZÜ:
- Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer inanmışsanız üstün gelecek sizsiniz. –ALLAH (Âli İmrân, 139)
- Eğer siz (Uhud'da) bir yara aldıysanız, şüphesiz o topluluk da (Karşıtlar da Bedir'de) benzeri bir yara almıştı. İşte (iyi veya kötü) günleri insanlar arasında (böyle) döndürür dururuz. (Bazen bir topluma iyi ya da kötü günler gösteririz, bazen öbürüne.) Allah, sizden iman edenleri ayırt etmek, sizden şahitler edinmek için böyle yapar. ALLAH, ZALİMLERİ SEVMEZ. – ALLAH (Al-i İmrân, 140)
(Yurt Gazetesi, 01.04.2014, Salı)
|
|
Puan
Durum |
: |
|
|
|
|
Düşünce / Yorum
(1 Mesaj
Gönderilmiş) |
|
-
murat erbek - 02.04.2014 14:48:32
|
Sn CEVİZOĞLU öncelikle sizin kitaplarınızı programlarınızı severek ve beğenerek takip ettiğimi belirtir başarılarınızın devamını dilerim. Ancak son ‘’ SAVAŞ BİTTİ ÖLÜLERİMİZİ TOPLAYALIM’’ yazınızda Kemal KILIÇDAROĞLU’nu ve CHP’nin iyi çalıştığını ve hata bulamadığınızı yazmışsınız. Peki kimdedir hata bir parti seçimden başarısızlıkla çıktıysa bunun faturasını kime çıkartmak gerekir? Bu yazdıklarımın daha net anlaşılabilmesi için yaşadığım halen sonuçları resmi olarak açıklanmamış Antalyadan örnekler vereyim. Sizinde bildiğiniz gibi Antalya BB. Başkanı sn. Mustafa AKAYDIN’dır seçimden sanırım 4-5 gün önce Enver AYSEVER ile yaptığı söyleşide sözlerini duysanız emin olun bana hak verirdiniz. Mesela Amerikaya gittiğimde gördüğüm manzaradan çok etkilendim, sn. Fethullah GÜLEN davet ederse gidip bir çayını içmek isterim, Atatürk yaşasaydı cemaatleri, tarikatları serbest bırakırdı gibi akla mantığa sığmayacak bir bilim insanının bir tıp doktorunun değilde ancak akp’li yobaz bir belediye başkanının söyleyebileceği sözlerdi (ki artık akp’liler bile ‘’Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczublar memleketi olamaz’’ lafını kullanıyorlar cemaati yıkmak için) düşmanımın düşmanı benim dostumdur mantığıyla bir cemaat’e sırtını dayarsa bir parti tıpkı bugün akp’ye olanlar gibi sırtından hançerlenir. Bir partinin ilkesel bir duruşu olmalı. Bir gruba yaranmak adına o ilkelerden taviz vermemeli (geçmişteki çarşaf açılımı gibi) sonuç olarak sn. AKAYDIN’ı çok severim ama bu tür çıkışlar (geçmiştede pkk için saçmalamıştı) bizim gibi gerçek ATATÜRK’çü insanları çok yaralamaktadır. Herkes şapkasını önüne koyup düşünmelidir hataları başkalarının sırtına yüklemektense kendimizde aramalıyız. Saygı ve sevgilerimle
|
|
Düşünce / Yorum Yaz |
|
|