Mustafa Balbay’ın AYM (Anayasa Mahkemesi) kararı ile cezaevinden çıkması üzerine Ankara’da yorumlar çeşitlendi. Artık deniyor ki, “Rüzgâr döndü!” Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın tahliyesinde ise aynı durum olmamıştı. * Balbay, Salı günü TBMM’de “yemin ederek” milletvekilliğini resmileştirirken oradaydım. TBMM kulislerinde bir saat geçiren genç bir gazeteci bile dünya kadar bilgi sahibi oluyor. Tabii bunlara “bilgi” mi demeli, yoksa “dedikodu” mu bilmiyorum. Beni soracak olursanız, “bilimi” ve (mümkün olduğunca) “kesin bilgiyi” seven birisi olarak, böyle “belirsiz” bir ortamda bulunmayı sevmiyorum. (Her ne kadar sanatçı gibi ilgi görseniz, dostlarla sohbet etseniz de.) Diyebilirsiniz ki, “Öyleyse niçin iki dönem politikayı denedin?” Yanıt olarak, “hizmet etmek” ile “politika yapmak” arasındaki farkı gösterebilirim. Keşke “politika yapmadan” halka hizmetin önü açılsa… * TBMM kulislerinden bir sonuç çıkarmam gerekirse, büyük bir endişeyle şunu söylemeliyim: “Dönen rüzgâr, girdaba dönüşmesin!” Halkın iktidarı göndermek için yanıp tutuştuğu, sarılacak bir dal aradığı ortamda bunu niçin söylediğimi açıklamalıyım. * TBMM’de muhalefet partisi genel başkanları, genel başkan yardımcıları, belediye adayları seçimini yapacak milletvekilleri başta olmak üzere pek çok kişi ile görüştüm. Balbay’a geçmiş olsun dedim, o yemin ederken biz basın locasında izledik. Gülşah Balbay ve çocukları önümdeki sırada oturuyordu. Bir ara, adının Çankaya Belediye Başkan aday adayları arasında geçtiğini hatırlatarak sordum. “Uygun olmaz” dedi. Düşünmediğini vurguladı. * CHP’nin büyük kentler ve ilçeler dâhil yüzlerce belediye başkan adayının adı iki hafta sonra açıklanacakmış. Önemli bir yönetici, “Aralık sonunu da bulabilir” dedi. Gerekçe olarak kapı gibi “parti tüzüğü” gösteriliyor. Oysa vatandaşlar ve gazeteciler, “Adaylar açıklanınca büyük bir kavga çıkacak. Bu kavgayı geciktirmeye çalışıyorlar” yorumunu yapıyor. Bir tek İstanbul için Mustafa Sarıgül’ün durumu kesin gözüküyor. * TBMM kulislerinde kazan öyle hızlı fokurduyor ki, inanamazsınız. Birisi kulağıma eğilip “Balbay CHP’ye genel başkan olur mu?” diye sorunca şaşırdım. Biraz irdeleyince, “CHP’nin ikiye bölüneceği, birinin başına Mustafa Sarıgül’ün, diğerinin başına da Mustafa Balbay’ın geçeceğinin” bile konuşulduğuna tanık oldum. Yani ortada iki Mustafa var! Sanırım Kemal Kılıçdaroğlu da durumun farkında. * “Kesin ve bilimsel bilgi” yerine “dedikoduların fokurdadığı kulisleri” sevmediğimi söylemiştim. Pek çok insan ve okuyucunun bu tür bilgileri “zevkle” okuduğunu da çok iyi bilmeme karşın “aman uzak durayım” düşüncesindeyim. Çünkü, insanın enerjisini alan, çalışmasını engelleyen ortamlardan hiç mi hiç hoşlanmıyorum. * Sonuç olarak yukarıdaki nedenlerle, “dönen rüzgârın girdaba dönüşmemesini” istiyorum. Rüzgâr fırtınası girdap (hortum) oluşturursa, her şeyi siler süpürür ve meydan yine AKP’ye kalır. Muhalefetin en büyük rakibi yine kendisi… Halkın gönlündeki adayları bir seçebilseler, AKP’yi devirmek işten bile değil. Yoksa küsüp de çalışmayacak parti örgütleri ve küsüp sandığa gitmeyecek milyonlarca seçmen yine karşımıza çıkabilir. ***
GÜNÜN DUYURUSU:
Ceviz Kabuğu, SOKAK TV’de başladı… Yarın (Cuma) 2.programı Doç. Dr. Orhan Çekiç ile “Son yıl:1938” üzerine yapacağız. Saat 22.30’da… Yararlı adresler: Twitter (@mhulkicevizoglu), internet (cevizkabugu.com.tr) ve SOKAK TV (@KanalSokak). İzlemek için: 1- D-Smart 140.kanal 2- Türksat uydu, 3- İnternet (http://kanalsokak.com/video.html). (Yurt Gazetesi, 05.12.2013, Perşembe)
|