İki gün önce, Pazar günü, Antalya Büyükşehir Belediyesi (CHP) ve Türk Ocakları Antalya Şubesi’nin ortaklaşa düzenlediği “Olmasaydı Ne Olurdu?” konferanslarının ikincisinde konuşmacı idim. Hani, 10 Kasım’da “Olmasaydı da Olurdu” diye ilan verenler vardı ya, onlara inat (ve onlara bilimsel yanıt) için düzenlenmişti. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın ile Türk Ocakları Antalya Şube Başkanı Abdullah Uysal iyi bir tanıtım yapmıştı. Salondaki izdiham ve coşku salona girmeden bile fark ediliyordu. Hepsine, Atatürk’te birleşen tüm dostlarımıza, Antalyalılara çok teşekkür ediyorum. (Bir de espri niteliğinde notu paylaşayım: Hep birlikte Antalya’yı salladık, derken az sonra gerçek bir deprem olacağını bilmiyorduk. Allah’tan hasarsız ucuz atlatıldı.)
Yoğun soruları ile coşkulu bir katılım gösteren izleyicilerden bir hanım şöyle bir soru sordu: “Televizyonlarda, Atatürk’ün bir gizli vasiyetinin olduğu, bunu yalnızca Cumhurbaşkanlarının gördüğü, vaktiyle Kenan Evren’in de bunu okuyup ‘Türk halkı henüz buna hazır değil’ diyerek Genelkurmay arşivine kilitlediği söyleniyor… Bu gizli vasiyetin özü hilafetle ilgiliymiş. Ne diyorsunuz?”
Evet, önemli bir soruydu. AKP’nin “önlenemez gücünün” ardına sığınarak tarihi, siyaseti, yaşamı tahrif eden (bozan) birtakım insanlardan artık her şeyi duymak mümkün. Bu iddiayı ortaya atanlar sanki Atatürk’ün açık vasiyetine uydular, hepsini yerine getirdiler de, şimdi gizlisini arıyor ve bulurlarsa o vasiyete uyacaklar! * Araştırmacı yazar olarak, Atatürk’ün aranan ve içinde “hilafet” olduğu söylenen “gizli vasiyetini” buldum ve açıklıyorum. Gizli vasiyeti(!) arayanlar bunun içinde “Atatürk’ün hilafeti geri getireceğine ilişkin” belgeler olduğunu söylüyor. Bakalım, Atatürk “zorba” dediği halifeler hakkında neleri vasiyet etmiş: “Zannediyor musunuz ki, Hintliler, Mısırlılar, Afganlılar vesaireler dini bir alaka ile bize bağlıdırlar. Bilakis milli mefkûreleri ile bizi kurban etmeye çalışıyorlar. (…) Efendim, hilafetten dolayı bana bağlı olma! 70 milyonu kurtarmak için 8 milyonu da mahva teşebbüs etme! Mısır 14 milyon nüfusa sahiptir. Bizden daha fazla nüfusludur. Kendilerini kurtarmaya çalışsınlar. Kendinizi kurtarın! Efendiler! Hilafet milletimize bir baş belasıdır!“ * “Osmanlı Padişahlığı, hilafeti almadan evvel devrinin en parlak safhasını yaşamıştır. Fakat bu hilafet mevkiini aldıktan birkaç sene sonra düşmeye başlamıştır. Menfaat göstermemiştir. Osmanlı serdarları (komutanları), hükümdarları, padişahları hilafetten uzak oldukları zaman en büyük görkemi ve kuvveti göstermiştir. Yani hilafet hiçbir şey kazandırmamıştır. Birçok musibetler getirmiştir. Elbette zaaftır. Şöyle bir hayal vardır ki, hilafet sıfatını takındığımız zaman bütün İslam âlemi yardımcı ve destekçidir. Nedir yani? En felaketli anları geçirdiğimiz zaman ne yaptılar? Bizim aleyhimize gelip, harp ettiler!” * “(Meclis vardır) Türkiye devleti başka bir makam tanımaz ve aslında başka bir makam yoktur, yani hilafet makamının resmi vaziyet ve mahiyeti yoktur. Eğer hilafet demek, bütün İslam âlemini kapsayan bir idare noktası demek ise, tarihte bu, hiçbir zaman mevcut olmamıştır ve mevcut değildir. Şer’an, dinen (de) hilafet denilen şey yoktur.” * “Padişahlık ve hilafet makamından başlayarak memleketin küçük-büyük bütün müesseseleri, İngilizler tarafından, milletimizi esarete terk için oyuncak kabul edilmiştir.” * İşte Atatürk’ün “gizli” vasiyeti bu! * GÜNÜN SÖZÜ: Bugün Cumhuriyet ve Atatürk’e tarihçi (tahrifçi, tahripçi) olarak saydırıyor ama, ATATÜRK OLMASAYDI AYŞE “HÜR” OLAMAZDI. –Hulki CEVİZOĞLU (Yurt Gazetesi, 10.12.2013, Salı)
http://www.yurtgazetesi.com.tr/ataturkun-gizli-vasiyetini-acikliyorum-makale,6604.html
|