Ne duruma geldik? Kimse kimseyi “kulağı” ile dinlemiyor, ama “tele kulak” ile herkes birbirini dinlemeye pek meraklı. Nedense normaline değil de “tele” olanına meraklı insanoğlu. Bunu meslek edinenler de var. İşin işine “tele” girince bir başka anlam kazanıyor her şey. Tele-vizyon, tele-fon ve tele-kulak!.. * Son günlerde Cemaat-Hükümet kavgası da geldi “tele”ye dayandı. Kim kimi dinlemiş, kim kimi gözetlemiş, kim kimin gizli görüntüsünü kaydetmiş, kim kimin hakkında hangi dosyaları biriktirmiş, vs. Bunlar, aralarında bir “büyük uzlaşma” olmazsa, yakında ortaya çıkacak. * Cep telefonları, bilgisayarlar, televizyon ekranları, böcek denen gizli ve pek çok yöntem ile dinleme yapılabildiği açıklanıyor. Büyük küçük tüm devletlerin birbirini dinleme yöntemleri ise dudak uçuklatıyor. Yıllar önce bir haberde yer almış ama kimse üzerinde durmamıştı. ABD’nin Echelon denen uydu dinleme sistemi ile, dünyanın herhangi bir noktasındaki telefon, bilgisayar, elektronik posta, SMS gibi tüm elektronik iletişimi izleyip, kaydettiği açıklanmıştı. Böyle bir sistemden “dostlar” da kurtulamıyor. Geçenlerde, ABD’nin müttefiklerini de dinlemeye aldığı ortaya çıkınca, Almanya Başbakanı Merkel’in –hâlen süren- tepkisi basına yansımıştı. ABD, “müttefik” olduğu ülkelerin “başbakanlarının” cep telefonlarını bile dinlemişti. * Bu konuyla ilgili Ekim ayı sonlarında “elçiliklerin” yaptığı dinlemelerle ilgili bizim gazetelerde de geniş haberler yer alınca, bir anımı –bir gerçeği- yazmak istemiştim. Fakat gündem yoğundu. Şimdi, Cemaat-Hükümet kavgasında iş yine karşılıklı olarak “dinleme ve tele-kulak” boyutuna gelince yazma fırsatı çıktı. * 1980’li yıllardı. Başbakan Turgut Özal’dı. Sanırım Özal’ın ABD’ye uçtuğu gündü ve biz iki muhabir makam odasında Başbakanlık Müsteşarı ile sohbet ederken bombayı patlattı. Mealen şunları söyledi: “Başbakanlıkta konuştuğumuz birçok şey, birkaç gün sonra Sovyetlerin hükümete yakın gazetesinde haber olarak yayınlanıyor. İnceleme yaptırdık, Başbakanlık binasının üzerinde yoğun bir elektromanyetik akım tespit ettik. Sovyetler uydudan bizim başbakanlığı dinliyor!” Yani, T.C. Başbakanlığı bile dinleniyordu! * Başbakanlık Müsteşarının bize bu haberi vermesinden bir süre, Başbakan Özal makam odasına gitmez olmuş, tüm görüşmelerini Çankaya’daki Başbakanlık Konutu’na kaydırmıştı. O günlerde bizim basında Özal’a yönelik eleştiriler –mealen- şöyleydi: “Adama bakın. Devletin kurumlarını hiçe sayıyor. Resmi işlerini bile konutundan yapıyor. Bu ne laubalilik!” Yani, demem o ki, “tele-kulağın dini imanı” olmuyor! Dostu düşmanı da olmuyor. Dinleme skandalı ortaya çıkınca ne demişti ABD’li yetkililer? “Biz müttefiklerimizin bize söylediklerinde ne kadar samimi olduklarını da bilmek durumundayız!” Yani, “niyet okumuyor”, niyetinizi “biliyorlar!” *
GÜNÜN SÖZÜ: - Düşman kör nişancıdır da, dost iyi bilir nerden vuracağını. - ANONİM (Yurt Gazetesi, 28.11.2013, Perşembe)
http://www.yurtgazetesi.com.tr/yazarlar/basbakanlik-bile-dinleniyor-makale,6478.html
|