19 Ekim 2013 Cumartesi Ceviz Kabuğu
|
DİN TİCARETİ VE KÂBE’NİN YIKILIŞI |
Eskiden “Para ile imanın kimde olduğu bilinmez” denirdi, AKP’nin “İlerleme Devri”nde bu değişti. Artık “para bende” veya “iman bende” şovları yapılıyor. Aslında bu şovu, İslâmiyet’in doğuş yeri olan Suudi Arabistan’da hep yapıyorlardı. Diyanet İşleri Başkanı(DİB) Prof. Dr. Mehmet Görmez de sonunda dayanamadı ve patladı. Eleştirilerini dünkü gazetelerde okumuşsunuzdur. * Ne diyor DİB Mehmet Görmez? “VIP hac, lüks hac çoğalıyor. Kâbe manzaralı odalar çoğalıyor. Kâbe, adeta devasa binalar arasında esir bırakıldı!” Tam da o sırada, “dindar” cumhurbaşkanımız “hacı cumhurbaşkanı” oluyordu!..
Abdullah Gül, yanında S.Arabistan yetkilileri ve güvenlik görevlileri ile ihramlar içinde Kâbe’yi tavaf ediyordu. Diyanet İşleri Başkanı (DİB) Prof. Görmez’in “VIP hacı” eleştirisi siyasi açıdan da değerlendirilebilir ve Başbakan Erdoğan ile Gül arasındaki çekişmeye konu edilebilir. Ama ben bugün Kurban Bayramı’nda olduğumuz için dini açıdan bakacağım konuya.
SUUDLAR, KÂBE’Yİ YAKINDA TÜMDEN YOK EDEBİLİR
DİB Görmez’in bu eleştirilerini TV ekranı ve gazete köşesinde 2 yıl önce yapmıştım. Prof. Görmez’in aslında söylediklerinin daha da ötesi var. İslâmiyet’in kutsal mekânı, Beytullah (Allah’ın Evi) olarak kabul edelin Kâbe, bugün neredeyse, dev binalar arasında küçücük bir zemzem kuyusu gibi kaldı. Acaba, Hz.Muhammed’in 1.400 yıl önce işaret ettiği günlerde miyiz? “Kâbe’yi yıkacak olan o apışık siyah Habeşliyi Kâbe’nin taşlarını birer birer koparır halde görür gibiyim” * Suudlar, Kâbe’yi yakında tümden yok edebilirler. Çünkü, İslâmiyet’in çok eleştiri alan Vahhâbilik mezhebine sahip olan Suud Sülalesi (Kabilesi), bizim önem verdiğimiz pek şeye değer vermiyor. Tarihe, mezarlara (Hz. Muhammed’in mezarına bile), ölülere ve birçok kutsalı önemsemiyor. Samimi bir Müslüman, kendi dininin en önemli kutsal mekânını görünmeyecek gibi yok edebilir mi? Kâbe manzaralı otel odalarının gecelik fiyatı 2 bin dolarmış. Altından petrol fışkıran bir ülkenin, “din ticaretine” gereksinimi mi var? Bu paraya ihtiyacı olmayan bir devlet, niçin bu uygulama ile kutsal mekânı bir nokta haline getirir? Suud kabilesi (başındaki kişiye KRAL diyorlar!), aslında İslamiyet’e mi, yoksa başka dine mi hizmet ediyor belli değil. Birçok kişi bunu tartışıyor. * Bakınız, 2 yıl öncesine, Mayıs 2011’e gidelim. Bugün DİB’nın yakındığı “VIP hacı” ve kutsalların değersizleştirilmesine ilişkin neler yazmış ve eleştirmiştim:
KÂBE MANZARALI ŞARAP REKLAMI! Şöyle düşünelim. “VIP hacı” olmayı seçtiniz. Yani, daha çok para vererek daha lüks koşullarda hacca gidip gelmeyi tercih ettiniz. Bu durumda sizi doğal olarak 5 yıldızlı bir otelde konaklatacaklar. Otel 5 yıldızlı ve “Kâbe manzaralı” olsa da, aklınıza şarap ya da içki gelmez herhalde. Ama ben böyle bir “görüntüye” tanık oldum! Çok lüks bir otel. Adı Raffles. Dünyanın pek çok “liberal ülkesinde” otelleri var. Belki de 5 yıldızın da üzerinde lüksü var. Çok yüksek otel odasının penceresinden bakınca, aşağılarda kalmış bir Kâbe ve tavaf edenler görünüyor. Pencerenin önündeki yemek masasının önünde bir garson poz veriyor. Elinde bir “şarap bardağı” var, diğerini masaya koymuş. Bu reklamı görünce gözlerime inanamadım. “Daha dikkatli inceleyeyim, kimseyi suçlamayayım, ben yanılıyor olabilirim” diye düşündüm. Ama, masanın sol tarafında bir “içki buz kovası” duruyordu. Yine konduramadım. “Mekke çok sıcak. Herhalde suyu soğutmak içindir” diye kendimi inandırmaya çalıştım. Olmadı. Bu “içki buz kovası” su için olsa, bardaklar niçin “su bardağı” değil de, “şarap bardağı” idi? Bu kadar lüks bir otel su bardağı bulamamış mıydı? Raffles Otelinin reklamındaki bu görüntünün altında İngilizce “Kâbe manzarası ve ömür boyu deneyim” yazıyordu!.. Yine aynı şirketin Paris’te, Singapur’da, Çin’de, Dubai ve Maldivler gibi yerlerde de otelleri olduğu belirtiliyordu. Herhalde oralardaki içki alışkanlığını “Kâbe manzaralı otellerinde” de reklam etmeyi pek önemsememişlerdi!.. Peki bu reklam nerede yayınlandı? Türk hacı adaylarına yönelik (belki de iş gezisine gidip de Kâbe’yi seyretmek isteyen işadamlarına yöneliktir) bu reklamı kim yayınladı? Sıkı durun. Seçim afişlerinde “Havayollarını, Halkın Yolları Yaptık” diyen AKP’nin yönettiği THY’nin resmi dergisi SkyLife’da!..
* İki yıl önce benim bu eleştirilerimi, hükümete şirin görünmek isteyen kimileri, “Medeniyetler Birliği” kavramına sığınarak açıklamak istemişti. Hatta, içinde alkol olmayan “İslâmi Şampanya” gibi saçmalıklara bile imza atmıştı! Bugün ise, AKP Hükümeti’nin Diyanet’i ve onun Başkanı ağır eleştiriler yapıyor. Keşke bunları Suud kabilesine ve KRAL’larına karşı da söylese!.. Bunu yapamaz tabii. Anında “Müslüman ambargosu” yer!.. * GÜNÜN SÖZÜ: - “Kâbe’yi Habeşlilerden iki cılız bacaklı bir kimse tahrip edecek!” - “Kâbe’yi yıkacak olan o apışık siyah Habeşliyi Kâbe’nin taşlarını birer birer koparır halde görür gibiyim” - Hz. Muhammed. (Buhari 1532 ve 1535) (Yurt Gazetesi, 19.10.2013, Cumartesi)
http://www.yurtgazetesi.com.tr/din-ticareti-ve-kabenin-yikilisi-makale,6099.html
|
|
Puan
Durum |
: |
|
|
|
|
Düşünce / Yorum
(1 Mesaj
Gönderilmiş) |
|
-
Tülay GÜRDAL - 20.10.2013 13:27:07
|
Burj Al Arab Otelinin durumunu ortaya koyan yazınızı hatırladım... Karadan ve yanlardan baktığınızda otel bir yelkene benziyor. Halkın görmediği deniz cephesinden bakınca gerçekten tam bir haç. H.C. Yeniçağ,
Demek ki müslüman zannettiğimiz yerlerde Haçlı reklamı aleni yapılıyor Ya da bir başka deyişle müslümanlarla adeta alay ediliyor... Yine geçmişte yazdığınız konuya ilişkin yazınızdaki alıntıyla devam edeyim: Burj Al Arab Oteline haçı diken kişi, mimarı bir İngiliz’miş. Ülkesine döndükten sonra söylediği “ilk” söz, “Müslüman ülkeye dünyanın en büyük haçını diktim” dediğini yazmıştınız... Saygılarımla,
www.tulaygurdal.com
|
|
Düşünce / Yorum Yaz |
|
|