12 Ekim 2013 Cumartesi Ceviz Kabuğu
|
DEKOLTE DÜŞÜNCELER |
“Balyoz” davasının Yargıtay aşaması da beklendiği gibi sonuçlandı. Haber sayfalarımızda üç gündür ayrıntıları ve haksızlıkları okuyorsunuz. Bu dava öncesi Başbakan Erdoğan’ın “Andımızın” kaldırılması için söyledikleri de bu yüzden yeteri kadar tartışılamadı. * Başbakan kendisini ve uygulamasını haklı çıkarmak için diyor ki: “Türk’üm demekle Türk olunmaz!” E öyleyse, “Türk’üm, doğruyum” diye başlayan gençlik andını kaldırmak mı gerekir? Türk olmak istiyorsanız, bu ant mı size engel oluyor? Şimdi okullarda bu yemini kaldırınca Türk olmak isteyenlerin önündeki bir engel mi kaldırılmış oldu? Bu mantık doğruysa, yani Türk’üm demekle Türk olunmadığı için andımızı kaldırıyorsak, “Müslümanım demekle Müslüman olunmadığı” için de İslamiyet’i mi yasaklayacaksınız?.. Başbakanın bu açıklamalarından biri iki saat sonra BDP Genel Başkanı Demirtaş ilginç bir açıklama yaptı. “Türk’üm demekle Türk olunmaz” diyenlere inat, “Kürt’üm diyerek Kürt olunduğunu” kanıtladı adeta: “Kürdistan’a katkı yapacak kişiler adayımız olabilir!” Zorla bir Kürdistan yarattılar, herkes seyretti. Devam edelim. * Yaklaşık 10 yaş civarındaki öğrencilerin bu antla beyni yıkanıyorsa, 7 yaşından itibaren Arapça metinler ezberletmek ne anlama geliyor acaba? * Başbakan diyor ki: “Çalışkanım, doğruyum demekle çalışkan ve doğru olunmaz!” Doğru da, bir öğrencinin tam tersini mi söylemesi gerekir? “Yalancı olacağım, tembel olacağım” mı dedirtmeli? * Başbakan diyor ki: “22,5 milyar dolar borçla milliyetçi olunmaz!” Mantık hatalarına bakar mısınız? Bu kadar borcu sizin gibi sağ iktidarlar yapmadı mı? (Atatürkçüler ne zaman bu ülkeyi yönetti ki, Atatürkçülerin andını yasaklıyorsunuz?) Devamıyız diye övündüğünüz Menderes, Özal (ve de sağcı Demirel) yönetiminin sonucu değil mi bu borçlar? (Demirel’le şimdi kavgalı olmaları Demirel’i solcu yapmıyor.) * Yandaş medya da, “Faşist ve ırkçı” bulduğu için Andımızın kaldırılmasını destekledi. Ne dediğini bilmeyenlere (ya da bilerek halkı kandırıp uyutanlara) sormak gerekir. Sizlerin mantığı ile İstiklâl Marşımız ve Milletvekili Yemini de “Faşist ve ırkçı” kategoriye giriyor mu? Bunları ne zaman kaldırmayı düşünüyorsunuz? Seçimlerden sonra mı? * Başbakan diyor ki: “Devlet vatandaşına format atmaz!” “Devletin DNA’sını değiştireceğiz” diyerek işe başlayanların (C.Kabuğu’nda açıklamışlardı), bunu söylemesi ne ibretlik bir durumdur. AKP’nin milletin hafızasını tümden sıfırlamadan önce muhalefete çok sıkı görev düşüyor. ***
DEKOLTE TARTIŞMASI VE BİLİMİN GÖĞÜSLERİ! AKP Sözcüsü Hüseyin Çelik’in uyarısıyla bir TV sunucusu (Gözde Kansu) işten çıkarılınca, büyük tartışma başladı. Sosyal medyayı “dedikodu” için kullananlar da konuyu köpürtünce iş büyüdü. Evet, Çelik’i eleştirenler haklıdır. Başbakan, “Söyleyin biz kimin yaşantısına müdahale ettik?” diye günah çıkarırken, Çelik yeni bir günah işlemiştir. Eskiden dünyada iki “süper güç” vardı. Bugün ise, ülkemizde 11 yıldır “süper güçlü iktidar” var. Bu durum, iktidarda, her şeyi yapma hakkı olduğu yanılgısı yaratıyor. “Hak, hukuk benim” demekle adalet olmuyor. Tıpkı, Başbakanın “Bal bal demekle ağız tatlanmaz” demesi gibi. AKP iktidarının elindeki güç, büyük bir aura yaratıyor. Bu hakkı da, hukuku da, adaleti de, vicdanı da köreltiyor; kulaklar duymaz oluyor, gözler görmez oluyor. (“Gözleri var görmezler!”) Bu durumda, iktidar sözcüsünün “ifade özgürlüğü” kapsamında göstermeye çalıştığı açıklamaları, birer “emir” durumuna geliyor. “Durumdan vazife çıkaranlar” dekolteyi anında yasaklayıp, işten atıveriyor… * Tamam, bunu kesin biçimde eleştiriyoruz. Ama buraya kadarki sözlerim, asıl bundan sonrasını söylemek içindi. Ben Türkiye’de, Atatürk’ün “en hakiki yol göstericidir” dediği bilim konusunda da aynı duyarlılığı bekliyorum. Tam 20 yıldır!.. Bilimin göğüsleri yok diye mi, Türkiye’de bilim dergileri okunmuyor, bilim isteriz diye yollara çıkılmıyor? Gerekli desteği görmediği için 20 yıllık bir bilim dergisi kapansa, bu kadar ses çıkar mı acaba? Hiç sanmam. Gözlerimle görüyorum. Twitter’da (@mhulkicevizoglu) 220 bin izleyicim, bilimle ilgili yazılanlara değil, daha çok köpürtülen konulara ilgi duyuyor. Yaklaşık 2 hafta sonra Cumhuriyetimizin 90. kuruluş yıldönümü. Ne demişti Atatürk? “Cumhuriyetin temeli kültürdür!” Kültürümüzü köpük düzeyinden bilim düzeyine çıkardığımızda ayağımızın kaymasını önleyeceğiz.
* GÜNÜN SÖZÜ: Akıl paraşüt gibidir, açıldığında işe yarar.- Denis Waitley. (Yurt Gazetesi, 12.10.2013, Cumartesi)
|
|
Puan
Durum |
: |
|
|
|
|
Düşünce / Yorum
(1 Mesaj
Gönderilmiş) |
|
-
Tülay GÜRDAL - 12.10.2013 15:06:17
|
Ne Mutlu Türküm Diyene
İnsan (özne), soyaçekimin sosyal şartlarını ve içinde yaşadığı dönemin bileşiminde edilgen bir varlıktır. Bireyin toplum içinde ona uyumlu yer edinmesi, ancak eğitimle mümkündür. Bilimsel akla dayalı eğitimin karşı kutbunda meşruiyetini inançtan alan din kurumu ve onun çeşitli temsilcileri vardır. Emile ZOLA, GERÇEK. Saygılarımla, T.G.
www.tulaygurdal.com |
|
Düşünce / Yorum Yaz |
|
|