Artık “kitap reklamına da sansür” başladı!.. Daha doğrusu sansür girişimi. Ama bu kez farklı bir yerden. Demokrasiyi daha çok savunduğunu iddia eden bir yerden.
HERKESE SERBEST BİZE Mİ YASAK?
Bu yazıyı okuyanlar içinde yalnızca Ankara 1. bölgede oturan okuyucularım birkaç gündür “kitap reklamlarımı” görüyor. Geçenlerde Ankara Ufuk Üniversitesi bendenize “En çok okunan yazar” ödülü vermiş, ben de bunu sizlerle burada paylaşmıştım. Yeniçağ ile de İşgal ve Direniş kitabım dağıtılıyor. 12 Haziran genel seçiminden önce bir kitabım daha yayınlanacak. Ben de bunları duyurmak için, billboardlara kitap ilanı verdim. İlanlarda benim resmimim yanında aynen şunlar yazıyor: “En çok okunan yazar ödüllü bağımsız kalem Hulki Cevizoğlu’nu 36 kitabı ile tanıyorsunuz. İstediğiniz kitabını seçin, okuyun”
KİTAP YASAKLATAN PARTİ!!
Şimdi sıkı durun. Bu kitap reklamlarını CHP, Ankara Emniyetine şikâyet etti. Bu ticari kitap reklamı, siyaset yasağına giriyormuş! Allah için söyleyin, yukarıdaki reklamlar da siyasetle ilgili tek bir ifade, amblem, benim adaylığımla ilgili bir tek söz var mı? Ayrıca, olsa ne olur? Tüm partiler ve adaylar tanıtımlara başlamadı mı? Herkes hem de “siyasi reklamlarını” binalara, cadde ve sokaklara asmadı mı? Televizyonlarda Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere sürekli reklamlar yayınlanmıyor mu? Böyle bir ortamda, benim kitap reklamlarımdan ürküp şikâyet etmenin demokrasi ile bağdaşır yanı var mı? El insaf!.. Üstelik benim “kitap ilanlarımı” şikâyet edenin CHP olması ve polise bildirmesi ne kadar etik? CHP’nin demokrasi anlayışı bu mu? Kitap ilanlarımı yasaklatarak Ankara’da beni seçtirmemek mi istiyor? Benden bu kadar mı korkuyorlar? Cuma günü, seçim çalışmaları, Karadeniz TV’deki canlı yayına hazırlık, İstanbul’a gidiş gibi telaş arasında Ankara Valisini, ilgili yardımcısını, Emniyet Müdürünü ve Güvenlikten sorumlu yardımcısını aradım, konuştum. Hepsi yardımcı olmak istedi(!), ama sonuç alamadım. Kitap ilanlarım yasalara uygun olmasına rağmen, bu yetkililer bir “YORUM” yaparak, ilanları toplattılar. Efendim, “Bu ilandaki sözler açık olmasa da, oy istemek” anlamına geliyormuş!.. Dedim ki, “Yorum yapmak size düşmez ki. 12 Mayıs’tan önce billboardlara seçim ilanı vermek yasak biliyorum. Ama benim bağımsız MV. Adayı olmam ticari ilan vermemi engellemez. AKP mv. Kiler milletvekilliğini sürdürürken, İstanbul’a gökdelen dikmiyor mu, ilanlarını vermiyor mu? Vs.” Anlatamadım. İdare mahkemesine başvurarak kazanmam kesindi. Ama 12 Mayıs’a birkaç gün kaldığı için bu zahmete değmeyecekti. Sonuçta, Ankara Valiliği’nin kararına yaptığım itiraz kabul görmedi. CHP ve Ankara Valiliği, tarihe “kitap yasaklatan parti ve valilik” olarak geçmiş oldu. Kars’taki “ucube heykel” tartışmalarından sonra Türkiye’nin başkentinde bir “Demokrasi ucubesi” yaşandı. Yaşatanlara hayırlı olsun!
HAYAT DEĞİRMENİ Tüm annelerimizin anneler gününü kutluyorum “Bir anne yüreği, dibinde daima bir af bulunan bir uçurumdur” (Balzac)
|