28 Mart 2024 Perşembe   

 Gündem

 Bu Hafta

 Kitaplar

Özgeçmiş

Yazı Arşivi

Fotoğraflar

Sık Sorulan Sorular

 
 Hulki Cevizoglu Yazilar

28 Temmuz 2010 Çarşamba
Yeniçağ Gazetesi

TÖREN ORDUSU!..


12 Eylül referandumuna (halk oylamasına) 47 gün kaldı.
Bir anayasa değişikliği paketi hazırlayan ve bunu halka onaylatmak isteyen iktidar ile muhalefet partileri arasında yarışma sürüyor.
Bu arada, 29’u general olmak üzere 77 civarında muvazzaf (görevdeki) subay hakkında “yakalama” emri çıkıyor.
Hatay ve İnegöl’de halk birbirine giriyor, iç savaşı çağrıştıran görüntüler yaşanıyor, askerlerin yanı sıra polislerimiz de şehit ediliyor.
Bu aşırı yaz sıcaklarında insanlarımızın içi kararıyor, umutsuzluk artıyor ve neredeyse düşmanlarımıza yalvarır duruma geliyoruz:
“Lütfen ülkemize saldırmayın, çünkü bu aralar birbirimizi yemekle meşgulüz, size karşı savaşacak ordumuz ve milli irademiz dağılmış durumda!..”

Ne generalini, ne de askerini...

Gerçekten uluslararası destekli terör örgütü PKK’ya karşı mücadele eden ordumuzun başına örülen çoraplar ve -nedense- bu çorabı kafasından bir türlü çıkaramayan Türk Silahlı Kuvvetleri’miz var.
PKK ile geçmişte ve bugün mücadele eden (Öcalan’ın getiriliş ve sorgulanma süreçleri dahil) komutanlarımızın önemli bir bölümü ya tutuklanmış durumda ya da “kaçak” diye aranıyor!..
Yanlış anlaşılmasın, PKK’ya esir düşmediler. Ya da PKK’dan kaçmadılar.
Çeşitli isimlerle anılan iddianamelere göre, “7 yıl önce darbe yapacaklardı” gerekçesiyle başlarına bunlar geliyor.
Genelkurmay Başkanlığı ise (başında, yaklaşık bir ay sonra emekli olacak Org. İlker Başbuğ var), paralize olmuş durumda. Ne generalini koruyabiliyor, ne de askerini!.. Onların da kendine göre gerekçeleri var!..
Bu durumdaki orduda terfi ve atama heyecanı yaşanabilir mi acaba?
Bu durumdaki ordu, dağlarda ve kentlerde cirit atan teröristlerle hangi moral ve hangi emir altında mücadele edebilir acaba?
Kritik noktalardaki komutanları hakkında tutuklama kararı çıkan böyle bir ordu, düşman saldırısı olsa, nereyi nasıl savunabilir acaba?
Yani, sonuç olarak Türkiye; tam anlamıyla saldırıya açık ve korumasız bir ülke konumuna gelmiştir.

Hangi güçlü ordu, hangi güçlü Türkiye?

Atatürk’ün dağlara taşlara yazılı “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözlerini, baskılar üzerine “Güçlü Ordu, Güçlü Türkiye” sloganına çeviren (sonra onu da değiştiren) Genelkurmay Başkanlığı’nın bu sloganı tartışılır duruma geldi.
Hangi güçlü ordu, hangi güçlü Türkiye?..
Uzun bir süreç sonucunda, şanlı Türk Ordusu, zanlı Türk Ordusu durumuna düşürüldü; neredeyse bir “tören ordusu” na dönüşme tehlikesi ile karşı karşıya!..
Orta Doğu ve Arap ülkelerindeki göstermelik “teneke orduların” durumunu unutmayalım. Ülkesine saldırı olduğu zaman, bir kurşun atmadan teslim olan Irak’ın Ordusu’nun nereye gittiğini, uçak ve ağır silahlarının ne olduğunu tüm dünya merak etmişti.
Biz Türkler de..

Muhalefet yanlış izi takip ediyor

12 Eylül referandumu ile başlamıştık, onunla tamamlayalım.
Bu referandumun kendisi için bir “güven oylaması” olduğunu bilen AKP iktidarı, ne pahasına olursa olsun “evet” dedirtmek istiyor.
Ve, tartışmayı “12 Eylül darbesinden kurtulmak” noktasına kilitliyor. Muhalefet de bu izi takip ediyor.
Oysa, konu o değil.
Beyaz TV’deki Düşünce Fırtınası programında söyledim, bu akşam da söyleyeceğim (saat 22), konu 12 Eylül darbesiyle ilgili değil, yargıyı yeniden düzenlemek.
Muhalefet partilerinin sözcüleri, bu noktayı halka anlatmak yerine, bir ileri bir geri, darbe tartışmasına girip, oradan haklı çıkmak istiyor.
Halka konunun bu olmadığı anlatılmalı.
Tıpkı 1 Mart Tezkeresinde olduğu gibi, “cambaza bak” yapılıyor. O zaman da tartışma başka eksene kaydırılmış, Türkiye’ye 62 bin 500 ABD askerinin geleceği gerçeği halka anlatılmamıştı.
Sallasalar sahte cambaz ipten düşecek ama, nedense muhalefet de cambazla oynamayı yeğliyor.

   
Arkadasima Gonder  Yazdir
 Puanla :
 Puan Durum :
  Düşünce / Yorum
Henüz gönderilmiş Yorum / Düşünce kaydı yoktur.
Düşünce / Yorum Yaz
  Diger Yazilari (Son 15 Yazi)
 17.12.2018 TÜRK RÖNESANSININ EMEKÇİSİ, BOZKURT GÜVENÇ
 02.12.2018 NAFAKAYI TOPLUMSAL RATİNG ÖDÜYOR ya da KÖTÜ ÖRNEKLERİ KLONLAMAK
 05.11.2018 21. YÜZYILDA, SUUDİ ARABİSTAN DEVLETİ...
 29.10.2018 CUMHURİYETİN SOSYOLOJİSİ
 22.10.2018 Konsoloslukta Cinayet: SERİ KATİLLERİN PROFİLLERİ
 15.10.2018 ORGANSIZ BEDENLER
 01.10.2018 AKLAMA STRATEJİLERİ, UNUTMA HİLELERİ
 24.09.2018 İNTİHARLA DALGA GEÇİLMEZ
 17.09.2018 AKIL TEMİZLEYİCİ
 10.09.2018 MORTİDO
 02.09.2018 TÖRENLER VE KOLEKTİF BELLEK
 28.08.2018 BİZİ “BİZ” YAPAN HİKÂYELER
 20.08.2018 BİLİNCİMİZ BİZE Mİ AİT?
 13.08.2018 BENLİK SAVAŞLARI
 01.02.2018 DNA SPREYİ İLE ADLİ İŞARETLEME (Adli Damga)
  07.09.2021 22:34:00
Ayhan Murat acet
Abi selam eder ellerinden öperim. Onur iste denilen şahsa...

03.09.2021 20:36:00
Eyyüp Aksoy
Begendigim bir insan netliği ile tv programlarından izle...

03.09.2021 15:28:00
Cengiz GUNER
Hulki bey, 1919un Şifresi adlı kitabınızı okudum. Güze...

19.08.2021 00:23:00
AYKUT TURAN
hulki bey ceviz kabuğu eski programlarını bulamayız özell...

27.07.2021 22:19:00
Murat ADA
Sizi son zamanlarda sevmeye başladım .Bunu sizinle paylaş...

25.07.2021 21:18:00
Murat haskara
Üzülerek geç katıldım ama son program dediniz sezon sonu...

27.06.2021 23:53:00
ŞERAFETTİN EGEMENOĞLU
KANAL İSTANBULDA GEÇEN KONUMDA TAPINAK ŞOVEYELERİ HAZİNES...

27.06.2021 23:28:00
Osman erden
Kanal istanbul konusu için merak ettiğim bir soru var. Ka...

25.06.2021 11:46:00
CAHİT ESEN
HULKİ BEY SENİ TEBRİK EDİYORUM BU ÜLKENİN SENİN GİBİ VATA...

20.05.2021 22:04:00
MUAMMER ANGIN
izmir de bozdoğan yörükler dernek bşk nıyım 35 yıllık mem...

 
 Site Ici Hizli Arama
 

  İletişim Kulübü
E-Posta :
Şifre :
    Beni Hatırla
   

  Yeni Kayıt  Şifremi Unuttum

 
Gizlilik SözleşmesiTelif Bilgisi
Son Güncelleme : 28 Mart 2024 Perşembe
Tüm Hakları Ceviz Kabuğu'na aittir 1994-2024 © İzinsiz alıntı yapılamaz.
Tasarım & Kod : GDTC